Konuk Yazar Mehmet Emin Kızılkaya’dan PİYANO DERSİ başlıklı deneme yazısı:

 

Sevgili dostum ve değerli konuk yazarım, komik yazarım, akıllı mı akıllı Mehmet Emin Kızılkaya‘dan harika bir deneme yazısı.  Denemiş olmuş 🙂 .
Mehmet: konuşma yazar, hikaye yazar, şarkı yazar, şarkı söyler, şiir yazar, karşılıklı atışma yazarız – kafiyeli.  Bence hepsini çok da güzel yazar.  

Kızlarımız aynı öğretmenden piyano dersi alırken resitalleri için sunum konuşmasını Mehmet hazırladı.  Biz, sayesinde hem çocuklarımızı dinledik hem de bir stand up gösterisi izledik ve güldük. Sizi Mehmet’ten mahrum etmeyeyim dedim,  “Piyano Dersi” isimli yazısı ile konuk yazarım oldu.  Hoş geldi, hiç gitmesin.  

Buyurun:

Piyano Dersi 

kayıp-nesil-piyano-dersi

Ben ve benim gibi 70-80 arası doğmuş olanlar kayıp bir nesiliz. Niye kayıp nesiliz? Çünkü kendi ebeveynlerimizce hep engellendik. Tiyatroyla ilgilenmek istedik, “artiz” mi olacaksın dediler; bale yapmak isteyene dansöz; ne bileyim futbol oynayana da başımıza topçu mu olacaksın diye soruldu. Bırak sanatı, azıcık politikaya merak salsan da “anarşik” oldun. Müzikle ilgilenene de doğal olarak şarkıcı mı olacaksın dendi.

“Artiz mi olcan, Şarkıcı mı olcan” söylemlerinin yanında bir de anne babalarımızın hepsi söz birliği etmiş gibi, tek bir şey söylediler: Okulunu oku

Böyle olunca bizim nesil başı önünde okula gitti geldi, hasbelkader bir meslek sahibi oldu. Sonra kendileri ebeveyn olunca da hırs yaptı. Kendi yapamadıklarını çocuklarına yaptırmaya and içti. Hatta aramızda abartan deliler de var. “Sabah yüzme, öğlen piyano, öğleden sonra bale, sonra da İspanyolca’mız var. Akşam da pedagog.” “Pedagog?” “Çocuk biraz durgun da, o yüzden pedagoga götürüyoruz.” Çocuk durgun değil, yüksek dozda aktiviteden balataları yakmış, mavi ekran veriyor. Onu pedagoga götürmeyeceksin, aç kapa yapacaksın artık.

En aklı başında olanlarımız bile en az bir spor, bir müzik aktivitesi yaptırıyoruz. Bir de sorsan herkes, “bu devirde çocuk olmak çok güzel” der.

Dedim ya hepimiz ben yapamadım çocuğum yapsın diyoruz. Her konuda öyle değil miyiz? Sadece ben yapamadım o yapsın değil, benim olmadı onun olsun durumu da var. Bir örnekle açıklamaya çalışayım. Mesela ben abimin kendisine küçülen ama bana da büyük gelen spor ayakkabılarıyla geçirdim çocukluğumu, tabi ki önüne pamuk koyarak. Benim bir arkadaşım var, abisiyle bunun birini sabahçı, birini öğlenci yazdırmak zorunda kalmışlar okula. Sabahçı olan öğlen gelip ayakkabıyı öbürüne devrediyormuş, öbürü o şekilde okula gidiyormuş. Hatırlayın iki tişört bir şortla yaz geçerdi. 1 oyuncak arabamız ya da bebeğimiz vardı. Onları da tahtadan ya da bezden yapardık.

Şimdi ne yapıyoruz? Ben “ben yapamadım çocuğum yapsın” “benim olmadı çocuğumun olsun” düşüncesiyle kızlarıma ayakkabı üstüne ayakkabı, oyuncak üstüne oyuncak alıyorum. Aynı şekilde de, babam bana müzik konusunda imkan sağlamadı diye çocuğuma piyano dersi aldırıyorum – aldırıyoruz.

 

Çayelinden Öteye Giderim …

 

Babam bana imkan sağlamadı derken, gerçekten sağlamadı. Bakın anlatayım. Orta 1’deyim, seçmeli ders gitar ya da Almanca dediler. Nasıl bir ayrımsa artık. Almanca’nın alternatifi Fransızca olur. Gitarla da ne bileyim resim ya da beden eğitimini eşleştirir insan. Bizim okulda tuhaf bir şekilde gitarla Almanca birbirinin alternatifiydi. Tabi ben bi heves eve gittim. Müziğe kabiliyetliyim ya kendimce. Müzik kulağım iyi, ilkokulda korodaydım, küçükken eve gelen misafirlere türkü söylemişliğim var, falan. Bu arada bu türkü söyleme işini de destekliyorlar ailede. Hadi oğlum söyle bir türkü diyolar, bende o zaman da öz güven yüksek, patlatıyorum “Çayelinden Öteye”yi. Gittim eve, baba dedim, ben gitar dersini seçmek istiyorum. Kaç liraymış bu gitar dedi. Dedim işte bu zamanın parasıyla 300 lira. Almanca kitabı 5 lira. Babam oğlum dedi, “Bir lisan bir insan demek”.

Haftada iki saat öğrendiğin Almanca’dan ne olur? Şimdi gitar çalabiliyor muyum? Hayır. Peki ya Almanca? Onu biraz biliyorum ama okuldan değil, filmlerden öğrendiklerim kadar.

Benim bu müzik konusunda talihsizliğim sadece babamla sınırlı değil aslında. Biz notalarla ne zaman tanışıyorduk? Ortaokulda değil mi? İşte benim ortaokulda, bana notaları öğretecek, müziği sevdirecek, bir alet çalmayı gösterecek olan müzik öğretmenim görme özürlüydü. Şimdi adamcağızın engeliyle dalga geçecek, bunun üzerinden mizah yapmaya çalışacak değilim. Anlatmak istediğim, öğretmeninin böyle bir engeli olunca, sen de öğrenci olarak illa ki bir konsantrasyon kaybı yaşıyorsun. Sınıftaki ciddiyet kayboluyor, ayakta gezenler, başka derse çalışanlar, dergi okuyanlar. Ama hepsinden önemlisi söz konusu müzik dersi olunca nota öğrenme zorunluluğu ortadan kalkıyor. Üzerine yazıyorsun la, fa, mi diye. Hangi çizgideki, hangi notaydı sana ne.

Tek Farkı …

İşte hal böyle olunca, dediğim gibi kendimce müziğe çok yetenekli olduğumu düşündüğüm halde, maalesef başlangıcı kötü yaptım ve şu anda da hala başlangıç noktasındayım. Gelen komşulara türkü söyleyen çocuk, hala gelenlere şarkı söylüyor. Tek fark artık yanında rakı da içiyorum.

Şimdi biz yapamadık dedim ya. Hani müzikle ilgilenemedik falan diye. Bu bence planlıydı. Devlet eliyle planlanmış, ailelerce de desteklenmişti. Sanki böyle gizlice bir araya gelip bir toplantı yapmışlar gibi. “Sanattan, politikadan uzak, artis veya anarşik olmayan nesiller yetiştirelim mi, yetiştirelim” demişler, toplantı tutanağına yazmışlar ve ülkecek imzalamışlar gibi. Niye böyle düşünüyorum biliyor musunuz?

Blok Flüt yüzünden …


Blog sahibinin notu:Yazının devamı için lütfen buraya tıklayın.  Resital sunumu dedim, dört saatlik resital bu, tabi ki yazı kısa olmayacak. 


Bu da Mehmet’e benden hediye:

Kırmızı Balık Blok Flüt Notaları

fa-fa-sol…fa-sol  (Kırmızı balık)
la…sol  (gölde)
fa-fa-sol…fa-fa-sol (Kıvrıla kıvrıla )
la-la…sol (yüzüyor.)
fa-fa-sol…fa-sol (Kırmızı balık)
la…sol (kaç kaç!)
fa-fa-sol…fa-sol (Balıkçı Hasan)
la-la…sol (geliyor,)
fa-sol…fa-sol (Oltasını)
la-la…sol (atıyor.)
fa-fa-sol…fa-sol (Kırmızı balık)
la…sol (gölde)
fa-sol…fa-sol (Sakın yemi)
la…sol (yeme.)
fa-fa-sol…fa-sol (Kırmızı balık)
la…sol (kaç kaç!)

 


 

Yararlanılan Görsel Kaynaklar: 

<a href="http://www.freepik.com/free-vector/kids-drawing-and-writing-formulas
-on-chalkboard-with-school-accessories-background-seamless-doodle-sketch-pattern
-vector-illustration_1158586.htm">Designed by Freepik</a>  
 
 <a href='http://www.freepik.com/free-photo/crazy-man-dancing-funny-expression
_1029845.htm'>Designed by Freepik</a>
 
 https://pixabay.com/tr/frank-sinatra-1947-portre-%C5%9Fark%C4%B1c%C4%B1-1281484/

<a href="http://www.freepik.com/free-photo/handsome-man-with-guitar-over-
white-background_1271150.htm">Designed by Freepik</a>
 
 https://sesonline.wordpress.com/2017/04/23/kirmizi-balik-blok-flut-notalari/


 


 

“KİBRİT” Bilmecesinin Cevabı:   Sıcak hava balonu ile havalanan bir grup çölü geçerken bir kuş balonu deler, balon yavaşça alçalmaya başlar. Önce bütün eşyaları ve yiyecekleri sırasıyla aşağıya atarlar.  Hala balon hızla alçalmaktadır.  İçlerinden birinin atlaması gereklidir.  Kısa çöpü çeken aşağıya atlar. 


 

CEVAP VER

GÜVENLİK KODU *