Hakkımda

Zeynep Suğla Karakaş Şen

Blog Yazarı Hakkında

Belli bir yaşı geçen her kadın gibi ne zaman doğduğumu belirtmeyeceğim ama zaten daha ilginç konular var.  Mesela ismim Suğla. Annem ve babam bu önceleri nefret ettiğim sonradan pek sevdiğim yaratıcı ismi Konya Seydişehir’de yaşarlarken bulmuşlar.

Ablamın ismi gayet kolay ve güzel.  Artık ne düşündüler “zaten biz bu ikinciyi oğlan istiyorduk, çeksin hayatı boyunca anasını satayım” mı dediler, bilemiyorum.  Bana gayet romantik bir şekilde: “Kızım, ama çok güzel bir göl orası” dediler.  Tamam da anlamı ne?  “İşte sığ bir göl belki halk arasında sığ göl zamanla Suğla oldu”. “Vay be süpermiş, sağ olun”.   Seneler sonra yani şimdilerde Suğla’nın anlamına google’dan baktığımda “Verimli toprak” olarak gördüm. Çok beğendim, uygundur, olsun valla.   Gerçi bir başka madur Suğla’nın eklemediğinden emin değilim.

Suğla Gölü – (Balığa benziyor sanki)

Yani, ismim Seydişehir’deki Suğla Gölü’nden geliyor.  Tüm okul hayatım boyunca tanışma günlerinden nefret ettim. Sadece ben mi, tüm arkadaşlarım.
Öğretmen “Aaaaa ne ilginç isim, anlamı ne?” Sınıf korosu: “Konya’da bir göl, öğretmenim”.  Bu böyle sürüp gitti. Üniversitede sınav listelerinde kendimi bulmak için
“T” harfinden Tuğla’ya baktım ve gayet de buldum.
Zamanla kendimi telefonda “Tuğlanın S’lisi” diye tanıtır oldum.

“Sağ olun almayayım, ben burada iyiyim”

Neyse bu hayatımın ilk ilginçliği, bir başkası da tüm gittiğim okulların kapanmış ya da yıkılmış olması.  Okulu hiç sevmedim.  İyi öğrenciydim, çalışırdım ama sevmezdim okulu. Stres iyk! İyi ki bitirdim hepsini.  Şimdi “ahhhh o zamanlara dönsek” diyen arkadaşlara: “Sağ olun almayayım ben burada iyiyim” diyorum.  Neydi o yaa? Ertesi gün sınavın vardır. Televizyonda harika bir film.  Beş dakika daha, biraz daha izleyeyim derken ne sınav kalır ne huzur.  Sevmedim okulu, onlar da kapandı.  Artık nasıl sevmediysem.  Yok yok insan kızına göstereceği bir tek okulu bile olmadığı için üzülüyor.  Okul yok ama öğretmenlerim oldu çok sevdim, hala arar yazışırım, görüşürüm, dostlarım oldu hiç kopmam, kopamam.

İşte…, Ankara – Or-An Sitesi’nde güzel bir çocukluk, Kumla’da harika geçen yazlar ve unutulmaz arkadaşlıklar, ortaokul – lise İstanbul Özel Kalamış Lisesi sonra Mimar Sinan Sosyoloji Bölümü, Londra‘da pazarlama iletişimi… hoop okullar bitti.

Kumla’dan arkadaşım ile evlendim. Anneme “Benim evleneceğim adam komik olsun” demişim küçükken.  Komiktir, çok komiktir.  Aslında sağ olsunlar; küçük ve büyük çekirdek ailem, baba ve anne tarafım, eş tarafı, çoluk, çocuk hepsi komik ve çok güzeller, dostlarım da çok eğlencelidir.   Gülmek en güzeli hayatta.

Kızım oldu sonra. Ona kelimeler yetmez.  Aşklı, tutkulu duygu yoğunluğu bulutu gibi bir şey.

Özel sektörde birkaç firma sonra kendi aile firmamızın İstanbul Göztepe’deki sevimli dükkanında on yıl.  Sonra ev, yemek, kız, yeğen, azıcık yazılar, photoshop ve illustrator kursu, şimdi de blog.

Blog ama çok zor çözüyorum yahu.

Yok çok basitmiş, hiç bilmeyen yapabilirmiş. Valla ben gayet zorlanıyorum. Mesela şu an okuduğunuz “Hakkımda” ve “iletişim” bölümlerini “tarz” bloglar gibi farklı, daha gizemli bir yere koyacaktım ama olmadı.  Kabak gibi ilk onlar görünüyor.   Belki sonra becerebilirim.  Neyse ama zevkli, mutluyum.

Kim okur kim okumaz… ben yazıyorum ya sonunda, asıl önemli olan o.
Hoş geldiniz bu durumda 🙂

Sonradan eklenen not: Babam yukarıdakileri okuyup “Vah kızım keşke koymasa mıydık bu ismi sana” dedi. “Yok babacım  upuzun bir süredir çok seviyorum ismimi – ayrıca çok güzel bir beldeyi, gölü ve oradan bana yadigar kalan doğmadan önce edindiğim teyze, amca, dostlarımı hatırlatıyor” “İsmim ve her şey için teşekkür ederim” dedim. Sizin de haberiniz olsun 🙂
https://www.goller.gen.tr/sugla-golu.html