Ünlü Biriyle Karşılaşınca Nasıl Davranılır ?
Tam yan masada oturuyor. Ay pek de severim. Ne yapsam? Yanına gidip “Efendim biz ailecek sizi çok seviyoruz” desem de rezil mi olsam… ile başlayıp “en iyisi habersizce yanına kadar gidip mucuk diye yanağından öpeyim”e varacak aptalca düşünceler ve kararsızlık ile geçen zaman sonrasında çaktırmadan tüm masalarca izlenen ve işini bitirip masasından kalkan ünlü… Gerçekten “ünlü biriyle karşılaşınca nasıl davranılır” konusunda bir kararım ve bilgim yoktu. Taa ki mini sosyal deneyime başlayana kadar. İşte bu nedenle bu makale bilimseldir. Deney içermektedir 🙂 .
Ben önceleri ünlü görünce onlar rahatsız olmasın diye görmemiş gibi davranıp çaktırmadan izleyenlerdendim. Gerçi söz konusu ünlü pek de haz etmediğim biriyse yine o şekilde davranırım herhalde. Bir çok insanın “aman bakmayın egoları tavan yapmasın” yorumu ile özellikle bakmadıklarını hatta gayet yapay bir ukala tavır aldıklarını biliyorum. Buna karşıyım. “Nereden tanıyorsun onu da nereden biliyorsun egosunun boyutunu?” Neyse bazısı direkt atlayıp selfie çektiriyor, yaş küçüldükçe boyuna sarılıp ağlama krizi geçirenler de vardır herhalde. Tabi kötü karakterleri oynayanları dövenleri ve sövenleri de duyuyoruz. Çeşit çeşit davranışla karşılaşıyor zavallılar. Ama bence en büyük kesim “hiç görmemiş gibi yapanlar”.
Ünlü olmadığım ve çok yakınımda çok ünlü biri olmadığı için soramıyorum da “Kardeş sana nasıl davranılsın?” diye. Ben de biraz araştırdım bu konuyu, sanırım ekşi sözlük’ten bir yazardı “yanından geçerken bir selam veriyorum, bu taktiri gösterir” demiş. Hoşuma gitti ve öyle davranmaya başladım.
İlk kurban Uğur Yücel oldu.
Hava alanındayız Kahve Dünyası’nda oturuyor. Gözlükleri, elinde kitabı, nasıl karizmatik. Zaten çok beğenirim oyunculuğunu ve yer aldığı her projeyi. Kızımlayız, kahvemizi aldık. Tam önünden geçerken ona baktığımı fark etti sanırım ve başını kaldırdı, göz göze geldik. Gülümsedim ama kocaman gülümsedim ve “İyi günler” dedim. O da gülümsedi ( benimki kadar kocaman olmasa da asil ama sıcak) “iyi günler, teşekkürler” dedi. Evet bu bana iyi hissettirdi. Hem rahatsız etmemiş hem de sevgimi, taktirimi belli etmiş oldum. Uğur Yücel de beni utandırmadı, düşündüğüm, beklediğim kişiydi.
Uğur’lardan Açılmışken Uğur Dündar…
Geçen hafta karşılaştım Uğur Dündar ile… yanımda görümcem ve kızım. Alaçatı’da bir kafede bir arkadaşıyla oturuyordu. Hava aydınlık, kalabalık yok. Uğur Dündar etrafa bakmıyor, önemli bir konu konuşuyor. Hafifçe o tarafa yaklaşıp “iyi günler” dedim. Soğuk ve uzak bir görüntüsü vardı, gülüşüm çok kocaman değildi bu defa. “iyi günler” dedi. Onun gülüşü çok daha mesafeliydi ve uzaktı. Ben “sizi gördüğümüze sevindik” dedim. O “teşekkür ederim” dedi yine mesafeli gülümsedi. Yahu ne bileyim çok mutlu olmuş gibi gelmedi bana. Çok alışık bu işlere gibi geldi ama önemli bir konu konuşuyor olabilir, ilgi istemiyor olabilir. Falan filan… Çok hoşnut kalmadım yani… Olsun yine de taktir ettiğimi göstermiş oldum. Pişman değilim.
Pozitif enerji fışkırtısı, gözlerinin içi gülen; İsmail Küçükkaya
Uğur Dündar’ı geçtik. Bir kaç saat sonra biz hala Alaçatı’da dolaşıyoruz. Nil kolumu çekişirdi. “bak bak şey şey, işte hani var ya” klasik ismi hatırlanamayan ünlü için verilen tepkiler. Nil, “şey yaaa” derken onun göstermeye çalıştığı yere kafamı çevirdim. Uzunca bir masada kalabalık bir ekip yemek yiyordu. İsmail Küçükkaya masanın ortasında oturmuş masmavi gömleği, masmavi gözleri ve gerçekten en kocaman gülümsemesiyle bana el salladı. “Benim ben, arama daha” der gibiydi.
“Her şeyi anladım, sana da merhaba” der gibiydi. Ben de en kocaman gülümsememle el salladım. Uzun süredir tanışan iki arkadaş gibiydik. Sonra arkamı döndüm, gittik. Bayıldım İsmail Küçükkaya’nın davranışına. Doğallığı, neşesi, pozitif enerjisi beni mutlu etti. Gözümde büyüdü, kocaman oldu. Çok başarılı olsun, hep gülsün Yarabbim Amin 🙂
Yine Hava Alanındayım zavallı İlker Aksum’u görmeyeyim mi?
Yukarıdaki seyahatten İstanbul’a dönüyorum. Adnan Menderes Hava limanında benim kahve almak üzere gittiğim kafede oturuyor. Kafası önünde, bir şeyler okuyor.
Yanına kadar gidip “iyi günler” dedim, gülümsedim. Adamcağız korktu biraz. Yine de “iyi günler” dedi ama pek de gülümseyemedi. Yine de doğal, saf bir hali vardı. Bu çok uygun olmadı sanırım yani beklemediği bir anda, dibinde biten bir tip … Yani ünlüsün ama bakalım tam bir şeyle ilgilenirken hop diye bir suratla karşılaşmak istiyor musun? . O da ben de pek hoşnut kalmadık. Daha çok kendimi suçladım. Kendisi halen sevdiğim sanatçılardan.
Zamanla başka birileriyle karşılaşırsam buraya eklemeye devam edebilirim.
Evet, mini sosyal deneyimin sonuçları:
- Sevdiğin bir ünlüyse selam ver.
- Çok sevdiğinse çocuğun için v.b. imza foto iste istersen. Ben utanırım şahsen. Çocuksan veya gençsen de iste bence, girişken ol.
- Kendini kapatmış, başka şeyle uğraşıyorsa zorlama adamı ya da kadını.
Ben kendimce bu kararlara vardım.
Ufak bir anı ile bitirelim muhterem: pek gülmüştük; Ankara Or-An sitesinde yaşıyoruz. Annem manavdan döndü. “Ay başıma ne geldi” diye anlatmaya başladı. Manavda bir tanıdık görmüş, nereden tanıdığını hatırlamıyor ama çok iyi tanıyor ” (hep olur ya). annem adama nasıl baktıysa adam anneme gülümsemiş “nasılsınız?” demiş. Annem “iyiyim, sizler nasılsınız? eşiniz nasıllar…” falan uzamış muhabbet. Sonra ayrılmışlar. Annemin yolda kafasına dank etmiş Cihan Ünal ile konuştuğu. O dönem Cihan Ünal Türkan Şoray ile evliydi, Or-An’da otururlardı. Önce annemle epey eğlenmiş sonra “Ne kibar adammış” demiştik.
Sevgiyle 🙂
Müzik Durdu’nun Cevabı: Çocuklar müzikli sandalye oynuyorlardı. Sandalyeler yanyana dizilmişti. Müzik çalarken çocuklar sandalyelerin çevresinde dans ediyor, müzik bir ebeveyn tarafından kapatıldığı an çocuklar ilk buldukları sandalyeye oturuyorlardı. Charlie bir kara sinekti. Müzik durdu, çocuklardan biri Charlie’nin konduğu sandalyeye hızla oturdu. Charlie öldü.
Sayfa Başı Görseli: <a href=”http://www.freepik.com/free-photos-vectors/food”>Food image created by Kues1 – Freepik.com</a>
[…] / Hayır bilmecesinin cevabı için lütfen bu linki tıklayın. Cevap sayfanın en […]