Konuk Yazar Mehmet Emin Kızılkaya’dan PİYANO DERSİ başlıklı deneme yazısının ikinci ve son bölümü:
Birinci bölüm için lütfen tıklayınız.
…
Blok Flüt yüzünden …
Koca bir nesli müzikten soğutmak için icat edilmiş bir müzik aleti. Ne işe yarar, hiç bir şeye. Hiç Blok flüt resilati, konçertosu duydunuz mu? Blok Flüt’le bestelenmiş Senfoni? Mesela Mozart’ın 5. Blok Flüt Senfonisi.
Kavaldan hallice bir alet. Hani bunun bi tık altıyla koyun güdüyosun. Bu da bizim nesli müzik konusunda koyunlaştırmak için icat edilmiş işte. Lalalasol, lalalasol, fasol fasol, lalalasol. En yeteneklimiz “Kardeş olun ey insanları” çalabiliyordu.
Peki, sesi kötü çıkarsa ne yaptığımızı hatırlıyor musunuz? İçinde biriken tükürüğü temizliyorduk. İğrenç di mi? İşte bakın, bizi müzikten tiksindirmek için yaptıkları çok açık değil mi?
Nerede piyanonun asaleti, nerede bu?
Neden piyano dersi aldırıyoruz?
Bence bir diğer ders aldırma sebebimiz de ilerde bir itibarı olsun, bir topluluğa girerse ben de çalıyorum desin. Kültürlü olsun, çalan klasik müzik parçasını anlasın, dünya kadar para bayılıp Zorlu’ya gösteriye gitsin falan. Bir de müzik evrensel diye bir şey var ya. Yarın bir gün yurt dışında falan yaşarsa, “müzik her yerde müzik” mantığıyla kültürünü oralarda da gösterebilsin. Ama müziğin evrenselliği kalitesi ile ilgili. Öyle her müzik evrensel olacak diye de bir şey yok. Siz hiç üst üste iki Hint şarkısı dinlediniz mi? Dinleyin de görün evrenselliğini.
Evet, başka neden piyano dersi aldırıyoruz? Şimdi sizi acı bir gerçekle yüzleştireceğim: kişisel tatmin için. Bazı anne babalar için çocuk çok da önemli değil. Onun derdi çocuğa ders aldırıp, resitallere çıkarıp, yarışmalara sokup, asıl amaca hizmet ettirmek. Ne o asıl amaç:
Facebook’ta video, Instagram’da fotoğraf paylaşıp, “like” almak.
Çocuğunun güzel çalıp çalmadığını aldığı like’dan anlayan var. O like almak neyin deliliği anlamak mümkün değil. Halbuki ben görüyorum, mesela kafelerde, asansörde falan insanları. Açıyor Instagram’ı, otomatiğe bağlamış şekilde like ediyor. Sen yıllarca çocuğa ders aldır, dünyanın parasını akıt, piyano al, bi dünya para verip en son modelini aldığın telefonla çekim yap, instagram’a yükle; o hiç izlemeden like etsin. Terbiyesiz.
Bir diğer nedene geçelim. Baştan söyledim ya bizi koyunlaştırdılar diye. İşte bir grup da var ki sürü psikolojisiyle hareket ediyor. “Emre Özlemler ders aldırıyormuş, biz aldırmazsak olmaz”. Yav C vitamini değil ki bu aldıralım hemen; bir bak bakalım çocuk kabiliyetli mi, öğretmenine sor, bir uzmana danış. Sadece piyano için değil, diğer aktiviteler için de söylüyorum bunu. Ama bizde “herkes aldırıyor biz de aldırmalıyız” yaklaşımı var.
Bizim yaş grubunda aşağı yukarı her erkek futbol oynamayı bilir, oynamışlığı vardır. Muhtemelen bizim çocuklar büyüdüğünde de, belki çok azı futbol oynamayı bilecek ama aşağı yukarı hepsi piyano çalıyor olacak.
İleri Sunuş Teknikleri
Bakın bir diğer, belki de en önemli neden de çocuklarımıza özgüven aşılamak. Bizim zamanımızda böyle bir topluluk önüne çıkıp, bir şey sergileme şansımız sıfıra yakındı. Hadi benim öyle veya böyle bir topluluğum vardı, biliyorsunuz: Komşular. Ama bizim nesil, hasbelkader bir bayramda, okulda şiir okumadıysa, en erken muhtemelen üniversite son sınıfta bitirme ödevini sunmuştur bir topluluğa karşı. Onu yaparken de eli ayağı birbirine dolaşmış, sesi titremiş, sözlerini unutmuş, sanki 10 km koşmuş gibi de terlemiştir.
Şimdi bakıyorsunuz 5 yaşındaki çocuklara, zannedersiniz Oxford’da Pazarlama mastırı yapmış, üzerine de İleri Sunuş Teknikleri Eğitimi almış. İşte bu özgüveni kazanmalarındaki en önemli etkenlerden biri de, daha miniminnacıkken katıldıkları resitaller. Zira herkesin çocukken söylediği türküleri dinleyecek komşuları yok.
Bu işin bir de dedeler, babaanne ve anneanneler boyutu var. Onlar da acayip destekliyorlar bu ders aldırma işini. Çünkü bu onlar için bir günah çıkartma vesilesi. Hani bizde hacca hep iyice yaşlanınca gidilir ya. Artık zaten günah işleyecek hali kalmayınca, motoru sıfırlamaya gidiyor ya uyanık. Amaç ne, günah çıkarıp arınmak. Buradaki neden de aynı. Çocuklarına karşı yapmadıklarından dolayı kendini suçlu hissedip, “Çocuğum bizim zamanımızda imkanlar sınırlıydı, ancak sizleri okutup meslek kazandırmaya yetti. Ama siz bu çocuğa mutlaka piyano dersi aldırın” diyorlar. Hatta gerekirse emekli maaşlarını bu işe yatırmaya bile hazırlar. Tabi bir de işin arkadaşlara hava atma kısmı var. “Hafta sonu nereye gidiyorsunuz mirim” deyince, “Bizim torunun piyano resitali var azizim. Mozart icra edecek, onu dinleyeceğiz. Sorma aynı dedesi.”
Şaka Şaka…
Bizim neslin mecburiyetinden bahsettim. Az önce kendi ebeveynlerimizinkini anlatmaya çalıştım. Ama asıl konunun başrol oyuncularından bahsetmedim, yani çocuklarımızdan. Biraz da onların mecburiyetine değinelim.
Şimdi burda benim yazdıklarımı tesadüfen okuyup, “Okuduklarımdan sonra ben artık piyano çalmak istemiyorum” diyecek olanlar çıkabilir. Sakın. Burada yazılanların tamamı şaka çocuklar. Lütfen evde denemeyin.
Buna bir mecburiyet değil bir şans olarak bakın. Ülke, hatta dünya genelinde ne kadar zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışan çocuklar olduğunu unutmayın. Anne babalarınızın para kazanmak için ne kadar yorulduklarını unutmayın. Ve tüm bu piyano, yüzme, resim veya her ne ise, tamamının, sizin için, size daha güzel bir gelecek sunmak için olduğunu aklınızdan çıkartmayın.
Ve piyanonuzun başına otururken şikayet etmek yerine, böyle ailelere ve böyle bir şansa sahip olduğunuz için şükredin. Bir de çalışmak istemediğiniz zaman sakın benim anlattıklarımı kullanmaya kalkmayın. Yoksa alırım blok flütümü elime ve yüzünüze yüzünüze temizlerim.
Yararlanılan Görsel Kaynaklar:
<a href=”http://www.freepik.com/free-photo/kid-posing-with-a-flute_990168.htm”>Designed by Freepik</a>
<a href=”http://www.freepik.com/free-photo/child-blowing-by-a-giant-pencil_987443.htm”>Designed by Freepik</a>
http://www.kidpoweracademy.net/presentationskills.htm
http://asianavemag.com/2014/jeffrey-chin/
“Bir Yudum” Bilmecesinin Cevabı: Adam çay bardağındaki çay kaşığına dikkat etmez, hızla bir yudum almak ister, sivri uç gözüne saplanır. 🙁 – ıykkk
