Arabalı Hikayeler 2
“Arabalı Hikayeler” yazımda arabalarla olan şaşkın ilişkimden bahsetmiştim. Yanlış bindiğim arabaları ve gelin arabasından çiçek toplamamı anlatmıştım ama arabaları neden sevmediğimi anlatamamıştım “sebebi sonucu sonra konuşuruz” demiştim. “İnanmazsınız daha da var” diye bitirmiştim yazımı. İşte şimdi sebebi, sonucu, “daha da”yı anlatma zamanı, çocukluğuma inme zamanı.
Çiti Kovam ve Ben
Evet, evet hatırlıyorum… Benzin kokusu, midemin ağzıma gelmesi ve ünlü “Çiti” kovasının içindeki kırmızı ve yeşil suratım.
“Çiti” markalı bulaşık deterjanı vardı benim çocukluğumda. İşte bu büyük boy çiti kovasını annem benim “kusmuk kovam” ilan etmişti. Her yolculuğa çıkarken kovam da benimle gelirdi. Ayrılmaz, iğrenç bir ikiliydik. Anlayacağınız benim midem çok ama çok bulanırdı ve tanıdığımız herkes bunu bilirdi.
Kamu Spotu 1: ” Arabada midesi hassas olan sağ arka koltuğa oturmalıdır “
Evlenene kadar babamın arabasında ya da bir tanıdığımızın arabasında yolculuk yapacaksam hep sağ arka koltukta oturdum. Hatta o kadar alışığımdır ki öne oturmuyorsam şimdi bile hemen sağ arka koltuğa geçerim yani sürücü muavininin arkasına. Neden mi? …
Ben, şöför koltuğunun yani babamın arkasında oturuyorum. Derken midem yine bulanmaya başladı ve yanımdaki ablamın eline baktım, Çiti yok. “Anne, anne – kovamı verrrr” diye bağırdım, midem nasıl bulanıyor. Annem panikle etrafa bakıyor. Ben “Çiiiitttttiiiiii” diye bağırıyorum. Beklenen kova bir türlü gelmedi, kendim bakayım ön tarafa diye ayağa kalktım ve ağzıma kadar gelen öğlen yemeğimi midemin tüm kasları ile fışkırtıverdim. Bir saniye kadar sonra büyük bir sarsılma yaşadık. Ben önce babamın koltuğunun arkasına sonra kendi yerime savruldum. Annem “Allah! Çarptık, çarptık” diye bağırıyordu. Ablam şok içinde ön cama ve babama bakıyordu. Babam ise suratından aşağıya akan öğlen yemeğimi gözlerinin üzerinden silmeye çalışıyordu. Meğerse ben zavallı babamın başından aşağıya çıkarınca o da önünü görememiş hemen önümüzdeki Tümer Amcalar’ın arabaya çarpmıştı ( Allah’tan önde tanıdık vardı). Büyükler önce kızmaya yeltendiler ve hemen sonra vazgeçip gülmeye başladılar. Tam hatırlamıyorum ama sanırım zavallı babam pek gülememiştir.
İşte budur benim sağ arka koltuk yolculuklarımın başlangıcı.
Kamu Spotu 2 : “En kötü torba delik torbadır”
Savunma Mekanizması – “Uyku, biraz uyku bütün isteğim buydu”
Mide bulantımdan olsa gerek, bünye araba yolculuğuna karşı bir savunma mekanizması geliştirdi. Ben arabaya biner, kısa bir süre sonra uyuyakalırım.
Durum öyle abartılıdır ki Uno’da çalışırken sevgili mesai arkadaşlarım önce bir dönem Aylin ve sonra Pınar benden sonra servise bindiklerinde ben çoktan uyumuş olurdum. İkisinin de asli görevi benim uyurken periodik olarak tak tak tak cama çarpan kafam ile cam arasına el, atkı, yastık v.b. koymaktı. Allah razı olsun ikisinden de. Puma’da çalışırken de canım dostum ve aslında zavallı müdürüm dünya iyisi Dilşat ile beraber işe giderdik. Evlerimiz yakındı, beni de arabasıyla götürürdü işe. O arabasını kullanır, ben de yan koltukta uyurdum. Canım benim, böyle müdür dostlar başına.
Aç parantez: (Aşağıdaki resimdeki gibi bir yüz hamağı lazım bana, Türkiye’de yok, home-made’ini yapayım bunun, tam benlikmiş)
Kamu Spotu 4: “Çocuğu uyutmak için masalı sıkıcı anlatmalısınız”
Öyle kendimden geçip uyurum ki kafam öne düşer, tam tur atar, arkaya düşer, hiç fark etmem. Sadece uyandığımda boyun ağrısından düşme yönünü anlarım. Neyse evlendim, kızım oldu, kızım büyüdü ve bir dönem animasyonsuz asla arabada oturmadı. Biz de agucuk, mugucuk, türlü oyunlar oynatıyoruz ya da eğlenceli, aksiyonlu masallar, hikayeler… Öyle alıştırdık. Daha da büyüdü beş- altı yaşlarındayken ve maalesef hala animasyon ihtiyacı varken bir gün hafif uykusu geldiğini anladım ve masal anlatmaya başladım. Masalı çocuğu uyutmak için anlatıyorsan sıkıcı anlatmalısın. Çocuk hayatından bezmeli ve “bari uyuyayım, lanet olsun” diyerek uykuyu tercih etmeli. Başladım masala, ninni misali masal, uzata uzata: “biirrrrr varmışşşşş, bir yokmuşşşş, çok iyi kalpliiii bir prenses varmışşşşşş … gitmişşşş, gelmişşşşş…” (bol “ş”li ve numaradan esnemelerle dolu). Tabi beklenen oldu ve benim öyle uykum geldi ki tutamıyorum kendimi.
Midem artık çok daha az bulanıyor ama uykum, saçmalamalarım baki kaldı. Tabi arabalar ile ilgili kendime ve dostlarıma hala yeni anılar yaratıyorum.
Sevgiyle,
Görsel Kaynaklar:
wixsite.com, gittigidiyor.com, vacationmaybe.com , health.harvard.edu
theweek.co.uk, blazepress.com, memecenter.com, emojiisland.com , www.barewalls.com
Iyi o gun plaja giderken uyumadin da ne gulduk ya